Ana Sayfa » , » Türk Halk Müziği Çalgıları

Türk Halk Müziği Çalgıları

Müzik ülkesi 26 Ocak 2012 Perşembe | 19:44

Sınıflandırma yaparsak :

1-Telli Çalgılar

a) Mızrapla çalınanlar
b) Parmakla çalınanlar
- Bağlama
- Tar


2-Yaylı Çalgılar


- Kabak Kemane
- Karadeniz Kemençesi


3- Nefesli Çalgılar

- Zurna
- Kaval
- Çığırtma
- Mey
- Tulum
- Sipsi
- Çifte


4-Vurmalı Çalgılar

- Davul
- Nağara
- Tef
- Kaşık

1-Telli Çalgılar

Bağlama :
Ülkemizde kullanımı en yaygın olan telli bir Türk Halk Çalgısıdır Yörelere ve ebatlarına göre bu çalgıya, Bağlama, Divan sazı, Bozuk, Çöğür, Kopuz Irızva, Cura, Tambura vb adlar verilmektedir
Bağlama ailesinin en küçük ve en ince ses veren çalgısı Curadır Curadan biraz daha büyük ve curaya göre bir oktav kalından ses veren çalgı ise Tamburadır Bağlama ailesinin en kalın ses veren çalgısı ise Divan Sazı'dır Tamburaya göre bir oktav kalından ses verir

Bağlama; Tekne, Göğüs ve Sap olmak üzere üç ana kısımdan oluşmakatadır Tekne kısmı genelde dut ağacından yapılmaktadır Ancak dut ağacının dışında ardıç, kestane, ceviz, gürgen gibi ağaçlardan da yapılmaktadır Göğüs kısmı ladin ağacından, sap kısmı ise gürgen, ak gürgen veya ardıç ağacından yapılmaktadır

Sap kısmının tekneden uzak kısmı üzerinde tellerin bağlandığı Burgu adı verilen parçalar vardır Bağlamanın akordu bu burgular kullanılarak yapılmaktadır Sap kısmı üzerinde misina ile bağlanmış perdeler bulunmaktadır Bağlama Mızrap veya Tezene adı verilen kiraz ağacı kabuğu veya plastikten yapılan araçla çalındığı gibi bazı yörelerimizde parmakla da çalınmaktadır Bu çalım tekniğine Şelpe adı verilmektedir

Bağlama üzerinde ikişerli veya üçerli guruplar halinde üç gurup tel bulunmaktadır Bu tel gurupları değişik biçimlerde akort edilebilmektedir Örneğin bağlama düzeni adı verilen akort biçiminde alt gruptaki teller yazılış itibariyle La,orta guruptaki teller Re,üst guruptaki teller ise Mi seslerini vermektedir Bu akort biçimi dışında Kara Düzen, Misket Düzeni Müstezat, Abdal Düzeni, Rast Düzeni vb akort biçimleri de vardır


Tar : 
Tezeneli bir Türk Halk çalgısıdır. Ülkemizde Kars yöresinde yaygın olarak kullanılmaktadır Ayrıca Azerbeycan, İran, Özbekistan ve Gürcistan'da da yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Teknesi, büyükleri birbirinden farklı iki çanaktan oluşmaktadır ve genellikle dut ağacından yapılmaktadır Göğüs kısmı üzerine manda veya sığır yüreğinin zarı gelmektedir Sap kısmı sert ağaçtan yapılmaktadır ve üzerine misinadan perdeler bağlanmaktadır

Tar üzerinde iki ana gurup tel bulunmaktadır Birinci guruptaki teller melodi çalımında kullanılmaktadır ve ikişerli olmak üzere üç gurup telden oluşmaktadır Diğer gurup teller ise Kök ve Zeng adı verilen, çalınan makama göre akort edilen ve tınının zenginleşmesini sağlayan tellerdir.

2-Yaylı Çalgılar

Kabak Kemane:
Türk Halk Müziği'nin telli, yaylı ve deri kapaklı sazlarımızın tek örneğidir. Menşei Orta Asya'ya dayanmaktadır. Kabak kemane, Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da (Ege Bölgesi’nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, kabak kemane, rebap (Güneydoğu Anadolu’da rubaba, Hatay yöresinde hegit) ve ıklığ gibi adlar ile bilinmektedir.
Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir. Gövdesi kabak veya hindistan cevizi, göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır. Yörelere ve biçimlerine göre farklılık gösterir; Yay için at kılı kullanılması tercih edilir. Su kabağı sap kısmından 1/3 oranında kesilir. Bu bölüme tekne adı verilir ve üzeri eskiden tavşan, günümüzde ise yürek zarı ile kaplanır. Tekne çapı yaklaşık 10-15 cm arasındadır. tekneden sonra sap ve burgular gelir. Gövdenin en alt kısmında, çalgıcının kabak kemaneyi dizine dayayıp çalması için demir çubuk vardır. Bu çubuk aynı zamanda kabak ile sapın birbirini tutmasını da sağlar. Kemane perdesiz bir çalgı olduğu için her türlü kromatik ve komalı ses elde edilebilir. Ses genişliği, 2,5 oktavdır.
Kabak kemane geçmişten günümüze kadar otantik görünüşünü korumuş bir halk çalgısıdır. Türkler kemane ve kemençe kültürlerini üç kıta üzerine yaymışlardır. "Iyık" Altaylarda "Yançak komus", Kırgızlarda "Kıl Kıyak", Türkmenlerde "Gıcak" gibi isimlerle anılmıştır. Kabak kemane yapılırken Su kabağı yukarı doğru incelen boğum altından kesilir ve üzerine yürek zarı veya deri geçirilir. Daha sonra kabağa ağaçtan sap (kol) monte edilir. Kemanenin aslı üç telli olup, daha geniş ses elde etmek için daha sonraları dördüncü bir tel ilave edilmiştir. Kabağın çapının büyük veya küçük olması elde edilecek sesin tiz veya pes olması sonucunu doğurur. İki eşik arası (üst ve alt eşik) normal şartlarda 32-33 cm. uzunluğunda olmalıdır. Ancak derinin az veya çok gergin olması bu uzaklığın değişmesinde etkendir. Şu anda kemanede normal bağlama telleri (çelik ve sırma) kullanılmaktadır. Ancak kemanenin doğal yapısı ile orantılı olarak keman telleri de kullanılabilir. Sazımız at kılıfından yapılmış yay ile çalınır. İyi, kaliteli ve gür ses elde etmek için kıllar üzerine reçine sürülür. Tizden peste doğru, bağlamaya göre 1-Re, 2-La, 3-Re, 4-Sol şeklinde akort edilir.

Karadeniz Kemençesi : 
Güneydoğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan ve rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Tarihçe :

Bilinen en eski yaylı enstruman olan rebap (Arapça rababah) Avrupa’ya, 9. yüzyılda Bizans üzerinden (lyra adıyla) ve MS 11. yüzyılda Müslüman Arapların kontrolü altında olduğu dönemde İspanya üzerinden Rebec adıyla iki koldan yayılmış, Ortaçağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır.[1] Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.

Coğrafi dağılım :

Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu Giresun,Ordu ile Trabzon'un yanısıra Kuzey Gümüşhane ve Batı Rize'de, kısmen Samsun sahilinde, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyleYunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.
Akort :

Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla örneğin G [sol] –D [re] –A ([la]) veya E [mi] –A [la] –D [re)formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde (özellikle Trabzon Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de) da (A [la] – A [la] – D [re] formu kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon ve Gümüşhane'de yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un Holo [3] ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terkedilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır.
Paylaşmak güzeldir... :

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu konu hakkındaki yorumunuzu alalım ;)